Kültürler Arası Duygusal Seslerin Çevirisi Nasıl Olur?
Kültürler arası iletişimde duyguların ifade edilmesi, insanlar arasındaki bağların önemli bir parçasıdır. Acaba acı, iğrenme veya sevinç gibi duyguları ifade etmek için kullandığımız sesler kültürler arasında farklılık gösterir mi? Bu sorunun yanıtını aramak için dünya genelinde 130’dan fazla dilde yapılan araştırmalar ışığında, seslerin evrimsel geçmişi ve iletişimdeki rolü hakkında ipuçları bulabiliriz.
İnsanlar sadece konuşmazlar, aynı zamanda gülümser, inler, ağlar veya bağırırlar—bilim insanlarına göre bu sesler dil dışı vokalizasyonlar olarak adlandırılır. Bu seslerin, duyguları ifade etmek için kullanılan kelimelerle aynı seslere sahip olabileceği düşünülmektedir. Örneğin, acı çığlıkları genellikle yüksek sesli, tiz ve sert olabilir ki bu da dinleyicilerin dikkatini çekmek ve yardım talep etmek için kullanılır. Aynı şekilde, sevinç ifadeleri daha çok gülümseme benzeri seslerle ilişkilendirilirken, iğrenme ifadelerinde “uh” gibi sesler daha sık duyulabilir.
Yaptığımız araştırmalar, acı, sevinç ve iğrenme gibi duyguları ifade eden seslerin dünya genelinde belirli ses imzalarına sahip olduğunu göstermiştir. Acı çığlıkları genel olarak [a]-benzeri sesler içerirken, sevinç ifadeleri daha çok [i]-benzeri seslerle ilişkilendirilmiş ve iğrenme ifadelerinde ise schwa benzeri merkezi sesler daha sık kullanılmıştır.
Bu bulgular, insanların duygusal deneyimlerini iletmek için belirli seslere başvurabileceğini, ancak acının kültürler arası olarak aynı ses kalıplarını oluşturduğunu göstermektedir. Bu da acı çığlıklarının dil dışı vokalizasyonlardan türemiş olabileceğini ve bazı kelimelerin anlamını veya iletişimsel işlevini yansıtan akustik formlara sahip olabileceğini gösterir.
Dil dışı vokalizasyonlar ve interjeksiyonlar üzerine yapılan araştırmalar henüz oldukça sınırlıdır ve kültürler arası karşılaştırmaları içeren çalışmalara ihtiyaç vardır. Bu sonuçlar, insan vokal davranışındaki form-fonksiyon ilişkilerini incelemeyi amaçlayan yeni bir ışık tutacak araştırmaların ilk adımı olarak karşımıza çıkmaktadır. Sonuç olarak, parmağınızı incittiğinizde çığlık attığınızda, kültür veya dil fark etmeksizin çoğu insanın sizi anlayabileceğinden emin olabilirsiniz.