Trump, Fazla Fosil Yakıt Üretimini İtmek İçin Enerji Acil Durumu İlan Ediyor
ABD Başkanı Donald Trump, “enerji acil durumu” ilan ederek yerli enerji fiyatlarını düşürme ve küresel egemenliği sağlama sözü verdi. Ancak bu adım çoğunlukla sembolik olup, iklim savunucuları için oldukça acı bir gelişme olarak karşılandı.
İkinci dönemine hızlı bir giriş yapan Trump’ın enerji acil durumu ilanı, özellikle iklim savunucuları için zorlayıcı bir durum oluşturdu. Zira ABD’nin petrol ve gaz üretimi son yıllarda oldukça başarılı bir seyir izlemesine rağmen, enerji acil durumuna ihtiyaç duyulup duyulmadığı tartışmalı bir konu olarak ön plana çıktı. Özellikle de eski Başkan Joe Biden’a dört yıl boyunca iklim değişikliği için benzer bir acil durum ilan etmesi için baskı yapan aktivistlerin girişimlerinin ardından gelen bu karar, hayal kırıklığı yarattı.
Aktivist grup Oil Change International’ın ABD program müdürü Collin Rees, Trump’ın bu hızlı adımının, bir acil durum ilanının politik gücünü anladığına işaret etti. Biden yönetimini iklim için benzer bir adım atmaya zorlayan grubun başkanı Rees, Biden’ın neden böyle bir adım atmamış olabileceğini sorguladıklarını belirtti. Bu adımın, destekçilerine küresel ısınmanın tehdidini ciddiye aldığını göstermek adına bile atılmış olması gerektiğini vurguladı.
Biden’ın görev süresi boyunca federal hükümet için iklim eylemini bir öncelik haline getirdiğini ve ABD tarihindeki en büyük iklim yasalarından birinin çıkmasına yardımcı olduğunu hatırlatalım. Ancak Biden’ın ekibinin, iklimle bağlantılı aşırı sıcak dalgalar, kuraklıklar, seller, kasırgalar ve orman yangınları binlerce Amerikalının hayatını kaybetmesine rağmen bir acil durum ilanına direndiği biliniyor.
Bazı çevre örgütleri ve Demokrat yasama organları, Biden’ın yaptığı iklim politikalarından daha ileri gitmesini istedi. Onlar, Biden’ın bir iklim acil durumunu kullanarak ham petrol ihracatını sonlandırmasını, deniz üstü petrol sondajını durdurmasını, uluslararası fosil yakıt projelerine yapılan yatırımları azaltmasını, yerel topluluklarda yenilenebilir enerji sistemlerini yeniden inşa etmesini umuyorlardı.
Öte yandan, Trump, neredeyse 3.000 kelimelik açılış konuşmasının sonuna bile varmadan enerji acil durumunu ilan etti. Ancak bu karar, federal kurumların başkanlarının yetkilerini kullanarak “yerli enerji kaynaklarının belirlenmesini, kiralanmasını, yerleştirilmesini, üretimini, taşınmasını, rafine edilmesini ve üretilmesini” kolaylaştırması gerektiğini iddia ederken, özellikle Batı ve Doğu kıyılarında bazı fosil yakıt altyapılarını bloke eden Demokrat valiler ve eyalet meclis üyelerini hedef almaktadır. Ancak, önümüzdeki aylar ve yıllarda önemli bir hukuk mücadelesiyle karşı karşıya kalacak.
Ancak, Columbia Üniversitesi Sabin İklim Değişikliği Hukuku Merkezi’nin öğretim görevlisi Michael Gerrard, enerji politikasını tamamen imzalayarak gerçekleştiremeyeceğini belirtti. Gerrard’a göre, bu kararın neticesinde, mahkemelerde ve Kongre’de verilecek mücadeleler belirleyici olacaktır.
Trump, Pazartesi günü ABD’nin bir enerji krizi içinde olduğunu belirtirken, aynı zamanda temiz enerjiyi de kenara itmeye yönelik adımlar attı. Enerji Bakanlığı, ülkenin yıllık enerji talebini 100 kat karşılayacak kadar yenilenebilir enerji potansiyeline sahip olduğunu tahmin etti. Ancak, Trump, özellikle rüzgar enerjisi gibi daha temiz enerji kaynaklarına karşı olumsuz bir bakış açısına sahip. Ofisi, Pazartesi günü gazetecilere gönderdiği bir bildiride, Trump’ın kara ve deniz üstü rüzgar gelişimini durdurmaya yöneleceğini duyurdu.
Bu adım, ABD’nin temiz enerji genişlemesini yavaşlatacak olsa da durdurmayacak gibi görünüyor. Oil Change International’ın Rees’ine göre, Trump’ın enerji politikalarının hızla artması, Amerikan muhafazakarlarının şu anda seçmenlere mesajlarını daha iyi ulaştırdığını gösteriyor.
E&E Haberleri’nden POLITICO, LLC’nin izniyle yeniden basılmıştır. Telif Hakkı 2025. E&E Haberleri, enerji ve çevre profesyonelleri için temel haberler sağlamaktadır.